Travian: Tides of Conquest ~ Yaşlı akbaba yuvası ~ Hisar [2/4]

Köy başlangıçta farklı bir isimle adlandırılmış olsa bile artık sonsuzluk gibi gelen bir süreden sonra bu isim unutulmuştu. Ana kavşağın yakınında deniz kıyısına kurulan, halkının çoğunluğu balıkçı ve tüccarlardan oluşan Yaşlı Akbaba Yuvası, kıyı şeridindeki onlarca diğer İrlanda köyünden iki şey dışında herhangi bir şekilde ayrışmıyordu: Bütün bölgede varlığını sürdüren, bilinen en eski köydü ve tamamlanmamış olmakla birlikte alışılmadık biçimde yüksek bir Belediye Sarayına sahipti. Yüksek yapısı onu bölgenin kent simgelerinden biri haline getiriyordu.

Aslında pek kimsenin bilmediği üçüncü bir şey daha vardı ve köy, bu oldukça tuhaf adını işte bu şekilde almıştı. Buranın eski hükümdarı Plinus Lacer, her zaman Belediye Sarayının hemen sağındaki balkonda oturan, hükümdarlığı süresince gözü pek ve huysuz görünen biri olarak bilinirdi. Gerçekten de, öldürmeden önce kurbanının son nefesini almasını sabırla bekleyen bir akbabayı anımsatırdı.

“Yaşlı Akbabanın bir ayağı çukurdaymış diye duydum, ha?” Dedi muhafız, Belediye Sarayına doğru yokuşu çıkan komutanına katılırken. “Onu şimdi gömmezdim,” diye karşılık verdi Marcus, “Burada yaşadığım neredeyse otuz yıl boyunca Plinus Lacer onu ilk gördüğüm günden beri bir gün bile yaşlanmadı. Duymasa bile yine de ona Yaşlı Akbaba demek kabalık. O, topraklarını önemseyen iyi bir hükümdardır.” Muhafız kafasını sallayarak onayladı. Marcus gülümsedi. Garnizonu, askerleriyle birlikte sürdürmeyi başardığı dostça ve samimi hava sayesinde, hiç de küçük olmayan bu kıyı şeridindeki en istikrarlı birliklerden biriydi.

Komutanının baktığı yere kafasını çevirerek “Hisar büyüyor,” diye açıkladı muhafız. “Sadece bir hafta önce yerleşmeye başladılar ama artık bir dürbün olmadan bile görünebiliyor.”

“Gerçekten öyle,” diyerek muhafızı onayladı Marcus,  bir şeylere odaklanarak.

“Korkmuş gibi görünmek istemiyorum komutanım,” muhafız Marcus’la aynı fikirdeydi, “ama hükümdarımızın yeğenine güvenmiyorum. İyi bir mimar olabilir; biliyorum ki siz birlikte büyüdünüz ama eğer bizim tarafımızdaysa neden burada bize yardım etmek yerine hemen yanımıza bir hisar inşa ediyor? Sur-”

“Bana suru hatırlatma,” dedi Marcus aniden. Kısa bir sessizliğin ardından Marcus, muhafızına karşı biraz fazla açık sözlü olduğunu fark ederek iç çekti. “Evet, haklısın. Yaşlı Akbaba’yla savunmamız hakkında tekrar konuşmam gerek. İlahlar seni kahretmesin, Plinus Lacer!”

 
 
 
 
+1
73
+1
12
+1
19